PcGK Not:Son zamanlarda internet medyasında yapılan bir yayımla ilgili olarak PC Gümrük Külliyatı sorumluluğu gereği aşağıdaki açıklamanın yapılmasına ihtiyaç duyulmuştur.
KONU: Dampinge Karşı Vergide Ceza Uygulanıp Uygulanmayacağı
– 5911 Sayılı Kanun ile 4458 Sayılı Gümrük Kanununun 3/9.maddesinde yapılan değişiklik sonrası “İthalat Vergileri: Eşyanın ithalinde ödenecek gümrük vergisi ile diğer eş etkili vergiler ve mali yükleri,” tanımının getirildiği,
– 6455 Sayılı Kanun ile 4458 Sayılı Gümrük Kanununun 234.maddesindeki“gümrük vergisi” tabiri “İthalat Vergileri” şeklinde 11.04.2013 tarihi itibariyledeğiştirildiği,
– 3577 Sayılı Kanunda herhangi bir şekilde ceza/müeyyide maddesine veya hükmüne yer verilmediği hususları ile
– 5326 Sayılı Kabahatler Kanunu’nun
“Genel Kanun Niteliği” başlıklı 3.madde hükmü,
“Kanunilik ilkesi” başlıklı 4.madde hükmü,
“Zaman bakımından uygulama” başlıklı 5.madde hükmü ile
“İçtima” başlıklı 15.maddesinde yer alan “Bir fiil ile birden fazla kabahatin işlenmesi halinde bu kabahatlere ilişkin tanımlarda sadece idarî para cezası öngörülmüşse, en ağır idarî para cezası verilir.” hükmü birlikte değerlendirildiğinde;
Dampinge Karşı Verginin 3577 Sayılı Kanun dışında aynı zamanda Gümrük Kanunda da tanımlandığı (kanunilik prensibi), fiilin ise Gümrük Kanununun 234.maddesinde yapılan tanım ile belirlendiği ve hangi hallerde idari yaptırım uygulanacağının 11.04.2013 tarihinde yürürlüğe girdiği (kanunilik ve zaman bakımından uygulama prensibi), 3577 Sayılı Kanunda ceza hükmü olsaydı içtima hükmüyle kıyaslama yapılacağı, ancak herhangi bir ceza hükmü/maddesi bulunmadığı için doğrudan Gümrük Kanununda yer alan vergi/fiil tanımının işletileceği Kabahatler Kanununun “Genel Kanun Niteliği” ile izahtan vareste olduğundan
İŞ BU DANIŞTAY KARARININ SADECE 11.04.2013 tarihinden önce doğan yükümlülükleriçin örnek alınabileceği şeklinde DEĞERLENDİRİLMESİ GEREKTİĞİ DÜŞÜNÜLMEKTEDİR.
T.C.
D A N I Ş T A Y
Yedinci Daire
Esas No :2005/1117
Karar No :2007/2800
Özeti : Ek olarak tahakkuk ettirilen dampinge karşı vergi ve telafi edici vergi için 4458 sayılı Kanun hükümlerine göre ceza kararı alınmasının, “Kanunsuz suç ve ceza olmaz” ilkesine aykırı olduğu hakkında.
Temyiz İsteminde Bulunan : … Dayanıklı Tüketim Malları Alım Satım ve
Pazarlama Sanayi
Ticaret Limited Şirketi …
Karşı Taraf : Başbakanlık Gümrük Müsteşarlığı adına
İzmir Gümrük Müdürlüğü
İstemin Özeti : Davacı Şirket adına tescilli 7.3.2003 gün ve 12992 sayılı serbest dolaşıma giriş beyannamesi kapsamında ithal edilen eşya için ek olarak tahakkuk ettirilen damping vergisi tutarı üzerinden 4458 sayılı Gümrük Kanununun 234’üncü maddesinin 1’inci maddesinin (a) bendi uyarınca hesaplanarak karara bağlanan para cezasına vaki itirazın reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davayı; olayda, üzerinden para cezası kararı alınan damping vergisinin itiraz edilmeksizin ödendiğinin anlaşıldığı; bu bakımdan, alınan para cezası kararında hukuka aykırılık bulunmadığı; davacının, damping vergisinin eş etkili vergi olduğu, gümrük vergisi olmadığı, bu nedenle yukarıda belirtilen madde kapsamında ceza kararı alınamayacağı yönündeki iddiasına, 4458 sayılı Kanunun 3’üncü maddesinin 8, 9 ve 10’uncu fıkralarında yer alan hükümler karşısında itibar edilemeyeceği gerekçesiyle reddeden İzmir Üçüncü Vergi Mahkemesinin 24.12.2004 gün ve E:2003/938; K:2004/1321 sayılı kararının; 4458 sayılı Gümrük Kanununun 234’üncü maddesine göre sadece gümrük vergisi üzerinden ceza kararı alınabileceği, 3577 sayılı İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesi
Hakkında Kanunda da, eş etkili vergi olması nedeniyle gümrük vergisi kapsamında nitelendirilen damping vergisi tahakkukları üzerinden ceza kararı alınacağına ilişkin bir hüküm yer almadığından, dava konusu işlemin hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti: İstemin reddi gerektiği savunulmuştur.
Tetkik Hakimi Bülent SEYİTDANLIOĞLU’nun Düşüncesi: Damping vergisinin gümrük vergileri kapsamında değerlendirilmesi suretiyle, tahakkuk ettirilen damping vergisi tutarı üzerinden ceza kararı alınması, “Kanunsuz suç ve ceza olmaz” ilkesine aykırılık oluşturduğundan, davanın reddi yolunda verilen kararın bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı Emel CENGİZ’in Düşüncesi: İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49’uncu maddesinin 1’inci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Yedinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Temyiz başvurusu; davacı Şirket adına tescilli serbest dolaşıma giriş beyannamesi kapsamında ithal edilen eşya için ek olarak tahakkuk ettirilen damping vergisi tutarı üzerinden 4458 sayılı Gümrük Kanununun 234’üncü maddesinin 1’inci maddesinin (a) bendi uyarınca hesaplanarak karara bağlanan para cezasına vaki itirazın reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davayı reddeden mahkeme kararının bozulması istemine ilişkindir.
3577 sayılı İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesi Hakkında Kanunun 15’inci maddesinin 1’inci fıkrasında, gümrük mevzuatının, gümrük vergisinin tahsiline, takibine ve teminata bağlanmasına ilişkin bu Kanuna aykırı olmayan usul ve şekle müteallik hükümlerinin, dampinge karşı vergi veya telafi edici verginin tahsili, takibi ve teminata bağlanması işlemlerinde de uygulanacağı hükme bağlanmıştır. Atıfta bulunulan 4458 sayılı Gümrük Kanununun 3’üncü maddesinin 8’inci fıkrasında , “gümrük vergileri” deyiminin, yürürlükteki hükümler uyarınca eşyaya uygulanan ithalat vergilerinin tümünü; “ithalat vergileri” deyiminin de, eşyanın ithalinde öngörülen gümrük vergileri ve eş etkili vergileri ifade ettiği belirtilmiş; 234’üncü maddesinin 1’inci fıkrasının (a) bendinde de, eşyanın tarife
uygulamasını etkileyen cins, tür ve niteliklerinde veya vergilendirmeye esas olan sayı, baş, ağırlık gibi ölçülerinde aykırılık görüldüğü ve beyana göre hesaplanan gümrük vergisi ile muayene sonuçlarına göre alınması gereken gümrük vergisi arasındaki fark %5’i aştığı takdirde, gümrük vergisinden ayrı olarak, bu vergi farkının üç katı para cezası alınacağı öngörülmüştür.
Mahkemece, eş etkili vergi olan damping vergisinin gümrük vergisi kapsamında değerlendirilmesi suretiyle karar verilmiştir. Ancak yukarıda yer alan hükümlere göre, damping vergisinin, yalnızca 4458 sayılı Kanunun usul ve şekle müteallik hükümlerinin uygulanması bakımından 4458 sayılı Kanunda tanımlanan “gümrük vergileri” kapsamında değerlendirilmesi gerekmektedir. Öte yandan, damping vergisinin dayanağını oluşturan 3577 sayılı Kanun, damping vergisinin noksan ödenmesi suretiyle gerçekleştirilen ithalatlara yönelik olarak ceza uygulanacağı yolunda herhangi bir hüküm içermediği gibi, 4458 sayılı Kanunun cezaya ilişkin maddelerinde de bu yönde bir düzenlemeye yer verilmemiştir.
Bu bakımdan, 4458 sayılı Kanunun 234’üncü hükmü uyarınca, aynı Kanunun 3’üncü maddesinin yukarıda yer verilen fıkralarından hareketle, damping vergisinin gümrük vergileri kapsamında değerlendirilmesi suretiyle, tahakkuk ettirilen damping vergisi tutarı üzerinden ceza kararı alınması, “Kanunsuz suç ve ceza olmaz” ilkesine aykırılık oluşturduğundan, verilen kararda isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulüne mahkeme kararının bozulmasına, bozma kararı üzerine mahkemece yeniden verilecek kararla birlikte yargılama giderleri de hüküm altına alınacağından, bu hususta ayrıca hüküm tesisine gerek bulunmadığına 20.6.2007 gününde oybirliği ile karar verildi.